QUJuH. Vücutta saç dökülmesi olduğu gibi vücut kılları dökülmesi de olur. Peki vücut kılları neden dökülür? Saç kılları haricinde vücut kıllarının uzaması da kıl folikülleri ve bu foliküllerin özellikleriyle alakalıdır. Kılın kökünü, kıl folikülü oluşturur ve bu folikülün 3 evresi vardır; anajen, katajen ve telojen. Büyüme evresi anajen, geçiş evresi katajen, dinlenme evresi ise telojendir. Anajen fazındaki folikül uzar ama anajenden fazından katajen fazına geçilirken folikül kandan uzaklaşarak dış deriye yaklaşır, yani küçülür. Bunun nedeni yeterince hormon alamamasıdır. Telojen fazında ise artık uzama durur ve dökülür. İçindekiler1 Genetik Mirasınızdır2 Bağışıklık Sisteminizle İlgili Bir Probleminiz Hormon Bozukluğuna İşaret Demir Eksikliğiniz, Az Çalışan Tirodiniz Ya Da Tümörünüz Kötü Alışkanlıklarınızdan Vazgeçmelisiniz Genetik Mirasınızdır Yukarıda bahsedilen aşamalar her kıl için farklılık gösterir, süreleri farklıdır. Saçların %85’i anajen evrededir, yani uzama eğilimindedir. Fakat saçın aksine diğer bölgelerdeki kıllar kaş vb. bu hadisenin tam tersi durumundadır. Bu bölgelerdeki uzama oranını, böbrek üstü bezlerinde ve yumurtalıklarda üretilen androjen adı verilen hormonlar belirler. Kişilerde bu hormon kalıtsal olarak çok salgılanabilir, bu da vücutta aşırı kıllanmaya yol açar. Yani, kıllanma genetiktir. Ne kadar vücut kılına sahip olacağınıza aslında genetiğiniz karar verir. Vücudu kaplayan ince tüylere ’vellus’’ ismi verilir. Bu terim, Latince’de ’polar’’ demek olan ’fleece’’ kelimesinden gelir. Çapı büyük olan uzun, sert, pigmentli kıllara terminal kıllar denir ve kirpiklerde, kaşlarda, kafa derisinde, çenede, kollarda ve kasık bölgesinde bulunur. Colorado Üniversitesi Tıp Merkezi’ nde profesörlük yapan Margaret E. Wierman’a göre farklı ırklardaki kişilerde farklı sayıda terminal kıllar oluyor. Wierman, ’en az terminal kıllara sahip ırk Asyalılarken en çok sahip olanlar ise Hispanikler ve Ortadoğu ülkelerindeki kişiler.’’ diye ekliyor. İlginizi çekebilir ÇİNKONUN CİLDE FAYDALARI NELERDİR? MUTLAKA ÖĞRENMELİSİNİZ Bağışıklık Sisteminizle İlgili Bir Probleminiz Olabilir Nadiren de olsa, bağışıklık sisteminiz saç foliküllerinizi harekete geçirebilir. Bunun sonucu dairesel yamalar şeklinde saç kaybı alopecia areata, kafa derisindeki tüm saçın kaybı alopecia totalis; ya da kaş ve kirpik dahil olmak üzere, baş ve vücuttaki tüm saçın kaybı alopeciauniversalis olablir. Bu koşullar genellikle tedavi edilir ve saç tekrar büyüyebilir. Hormon Bozukluğuna İşaret Olabilir Saçların ani uzaması ya da dökülmesi, genellikle doğuştan her kadın ve erkekte bulunan fakat miktarlarının aynı olmadığı hormonların dengesizliğinden kaynaklanır. Örneğin fazla testosteron üretimi aşırı tüy yoğunluğuna neden ’hirsutizm’’yani kadınlarda istenmeyen erkek tipi kıl üretimi ’ denir. Kadınlarda erkeklik hormonunun fazla salgılanmasına bağlı olarak göbekte, sırtta veya çenede tüyler çıkabilir. Bunun başlıca sebebi ’Polikistik Over Sendromu’’dur. Polikistik Over Sendromu folikül adındaki küçük sıvı birikimlerini içeren genişlemiş yumartalıklardır. ile birlikte obezite olabilir. Aynı zamanda adet düzensizliği de yukarıda bahsedilen andorjen hormonlarının miktarını arttırabilir, kılların anajen süresini uzatabilir. Bu da demektir ki adet düzensizliği de kıllanma yapabilir. Eğer bu gibi şikayetleriniz varsa ya da regliniz düzensizse yumurtalıklarınızı kontrol ettirmelisiniz. İlginizi çekebilir HAMİLELİKTE SAÇ DÖKÜLMESİ NORMAL MİDİR? ZARARLI MIDIR? Demir Eksikliğiniz, Az Çalışan Tirodiniz Ya Da Tümörünüz Olabilir Herkesin bir saç döngüsü vardır. Bazı kişilerin ilkbahar-yaz, bazı kişilerin ise sonbahar-kış aylarında doğal olarak saçları dökülür. Ancak yoğun saç kaybı demir eksikliği, tiroidlerinizin az çalıştığı gibi sorunların kanıtı olabilir. Bu tip saç dökülmesi genelde vejeteryanlarda ve kadınlarda görülür. Ayrıca, nadiren de olsa, mevsimsel saç dökülmesi dışında yaşadığınız yoğun saç kaybının nedeni tümör olabilir. Nedenleri öğrenmek için demir seviyenizi, tiroid ve diğer hormonlarınızı ölçtürün. Kötü Alışkanlıklarınızdan Vazgeçmelisiniz Uyuşturucu, saçlarınızda yıllarca kalan yaralara sebep olabilir. Ayrıca aşırı alkol tüketimi, sigara ve düzensiz beslenme yoğun saç ve tüy kaybına sebep olabilir. Sağlıklı kalın!
Kıl koparma hastalığı olarak da bilinen trikotillomani, kişinin tekrar tekrar saç çekmesi ile karakterizedir. Trikotillomani, vücut odaklı tekrarlayan davranışlar BFRB’ler olarak bilinen, bireylerin saçlarını, derilerini veya tırnaklarını çekerek, topladığı, kazıdığı veya ısırdığı ve vücuda zarar verdiği kendi kendine bakım davranışları olarak bilinen bir grup davranıştan biridir. Araştırmalar, 50 kişiden yaklaşık 1 veya 2’sinin yaşamları boyunca kıl koparma hastalığı yaşadığını gösteriyor. Genellikle geç çocukluk/erken ergenlik döneminde başlar. Çocukluk çağında kız ve erkek çocuklarda yaklaşık olarak eşit oranda görülür. Yetişkinliğe göre, bildirilen vakaların %80-90’ı kadındır. Saç çekmenin şiddeti, vücuttaki yeri ve tedaviye verdiği yanıt büyük ölçüde değişir. Tedavi olmadan, trikotillomani kronik bir durum olma eğilimindedir; bu bir ömür boyu gelip gidebilir. Kıl Koparma Hastalığı İşaretler ve Belirtileri Trikotilomaninin temel semptomu, kişinin kendi saçını tekrar tekrar çekerek saç dökülmesine ve önemli ölçüde sıkıntı/bozukluğa yol açmasıdır. Kişi genellikle bir noktada saç çekmeyi azaltmayı veya durdurmayı denemiştir. Vücuttaki kılların şiddeti ve etkilenen belirli bölgeleri, bir kişiden diğerine büyük ölçüde değişebilir. Bazı kişiler için trikotillomani hafif ve yönetilebilir olabilirken, diğerleri için ciddi ve güçten düşürücü bir sorun haline gelebilir. Kıl koparma hastalığı kronik, sürekli, geçici olarak ortaya çıkabilir yada aylar veya yıllar boyunca sadece tekrarlamak üzere kaybolabilir. Trikotilomanide en sık etkilenen bölge saçlı deridir. Etkilenen kişiler saç parçalarını kırabilir veya tüm telleri çekebilir. Kellik yamaları genellikle kafa derisinde ortaya çıkar. Çoğu kişi tüylerini bir veya iki bölgeden çeker, ancak daha fazlası olabilir. Kafa derisi en sık tutulan bölge olmasına rağmen sakal, kirpikler ve kaşlar da tutulabilir. Kişiler ayrıca koltuk altı, gövde yada kasık bölgelerindeki kılları da çekebilir. İlgili alanlarda genel bir karıncalanma veya kaşıntı olabilir, ancak etkilenen bireyler genellikle, en azından alışkanlık oluşturulduktan sonra, saç yolma sonrasında tipik olarak ağrı hissetmezler. Etkilenen bölgelerde cilt tahrişi meydana gelebilir. Ek olarak, etkilenen bireyler genellikle saçlarını bükmek veya saç saymak, sıralamak veya ampul kökleriyle oynamak gibi diğer ritüel davranışları üstlenmek için kontrol edilemeyen bir dürtüye sahiptir. Etkilenen bazı kişiler, trichophagy olarak bilinen bir durum olan saçlarını çiğneyebilir veya yutabilir. Nadir durumlarda, saçın yutulması midede tüy yumağının trikobezoar oluşmasına yol açarak karın ağrısı, bulantı ve kusma, anemi yada bağırsak tıkanıklığına neden olabilir. Trikotilomanisi olan kişiler saç yolma davranışlarının varlığını inkar edebilir ve peruk ve takma kirpik takarak ve saç dökülmesini gizlemek için benzer ek adımlar atarak bu davranışı gizlemeye çalışabilirler. Etkilenen bireyler genellikle davranış konusunda da son derece ketumdurlar ve sosyal durumlardan kaçınabilirler. Trikotilomanisi olan bazı kişiler, deriyi aşındırmak veya yıpratmak tahriş, kaşımak, kemirmek, tırnaklarını ısırmak, eklemlerini çıtlatmak veya çekilmiş saçlarla oynamak gibi başka davranışlarda da bulunabilirler. Bu nedenle, trikotillomani bazı araştırmacılar tarafından vücut odaklı tekrarlayan bir davranış’ olarak kabul edilir. Kıl koparma hastalığıa, depresyon, anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk OKB veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu DEHB dahil olmak üzere çeşitli durumlarla birlikte ortaya çıkabilir. Kıl koparma hastalığı nedenleri Trikotilomanideki kesin nedensel faktörler bilinmemektedir veya iyi anlaşılmamıştır. Büyük olasılıkla, Kıl koparma hastalığı, genetik ve çevresel faktörler dahil olmak üzere birlikte meydana gelen çeşitli faktörlerin sonucudur. Bazı bireylerde kıl koparma hastalığı geliştirmeye genetik bir yatkınlık olabilir ve bu düşünce, bugüne kadar bu duruma sahip kişilerde yürütülen mevcut bir ikiz çalışma tarafından desteklenmektedir. Trikotilomanisi olan birinin birinci derece aile üyelerinin kendilerinin trikotillomani geliştirme riski yüksek olmasına rağmen, bu tür bireylerin çoğunluğunun böyle olmadığını belirtmek önemlidir. Anksiyete ve uyarılma seviyeleri trikotilomanide bir rol oynayabilir – bazı etkilenen bireyler, dinlenirken örneğin televizyon izlerken veya alternatif olarak stres zamanlarında örneğin, iş stresli olduğunda saçlarını daha fazla çektiklerini bildirmektedir. Kaygının rolü bireylere göre değişir. İlk çalışmalar, çocukluk çağı travmasının insanları trikotilomani geliştirmeye yatkın hale getirebileceğini öne sürdü, ancak bunu destekleyecek çok az sağlam kanıt vardır. Bazı bilim adamları, trikotillomaninin, beyin kimyasallarındaki belirli dengesizliklerden kaynaklanabilecek obsesif kompulsif bozukluğun OKB bir alt kategorisi olduğuna inanmaktadır. Trikotilomani ile sonuçlanan kesin nedenleri ve altta yatan mekanizmaları belirlemek için daha fazla araştırma gereklidir. Teşhis Saç dökülmesi yamaları gibi karakteristik semptomlar mevcutsa, kıl koparma hastalığı teşhisinden şüphelenilebilir. Kapsamlı bir klinik değerlendirmeye, ayrıntılı bir hasta öyküsüne ve diğer saç dökülmesi nedenlerini ekarte edebilecek çeşitli testlere dayanarak bir teşhis konulabilir. Birçok kişi utanç nedeniyle saç yolma davranışı hakkında konuşmak konusunda isteksiz olabileceğinden, bir tanı genellikle gözden kaçabilir. Tedavi Trikotilomani için iki ana tedavi şekli psikoterapi ve ilaç tedavisidir. Her durumda etkili olan evrensel bir tedavi şekli yoktur. Psikoterapi, bozukluğun psikolojik yöntemlerle tedavisidir. Trikotilomani için psikoterapi, saç yolma gibi belirli davranışlara yol açan düşünce ve duyguları belirlemeye ve değiştirmeye çalışan bilişsel davranış terapisini içerebilir. Trikotilomanili bireyleri tedavi etmek için kullanılan bilişsel davranış terapisi türleri arasında alışkanlığı tersine çevirme, farkındalık eğitimi ve uyaran kontrolü bulunur. İlaç tedavisi, hastalıkları tedavi etmek için ilaç kullanımını ifade eder. Trikotilomanili bireyleri tedavi etmek için çeşitli ilaçlar kullanılmıştır, ancak dikkatli bir şekilde yürütülen çok az klinik çalışma vardır. Bazı insanlarda, trikotillomaniyi tedavi etmek için davranış değişikliği ve ilaçlar birlikte kullanılır. Hangi spesifik tedavilerin tek başına veya kombinasyon halinde trikotilomanili bireylerin tedavisi için hem etkinlik hem de uzun vadeli güvenlik sağladığını belirlemek için daha fazla araştırma gereklidir.
Saç Dökülmesi Tedavisi Mezoterapik uygulamalar, saç dökülmelerinde çok etkili yöntemlerdir. Mezoterapi uygulaması farmakolojik veya bitkisel ilaçların enjeksiyonlu yöntemidir. Bu enjeksiyon yoluyla mezoderm kaynaklı vücuttaki tüm organların patolojilerinin tedavisinde kullanılır. Uygulama mezoderm tabakasına yapıldığı için ismini buradan almıştır. Genel olarak cilt yüzeyinden 2 mm, 4mm 6mm veya 13 mm derinliklere uygulanan ilaçlar, bitkisel ürünler, aminoasitler, mineraller, vitaminleri, kozmetik ürünlerin enjeksiyonudur. Mezoterapik uygulama sayesinde mazoterapik ürün vücudumuzda bulunan yıkım mekanizmalarına çok az uğrayarak direk uygulama bölgesi ve tüm vücuda nüfus eder. Vücuttaki yıkım mekanizmalarına daha az maruz kalan mezoterapik ürünlerde, daha düşük dozlarda uygulamak mümkün olur. Ayrıca bir diğer katkısı da cilt altından uygulanan mezoterapik ürün, damar veya kas içine uygulamalara göre daha uzun süre boyunca yavaş yavaş emilir ve daha uzun süre etki eder. Mezoterapi uygulamaları size çok düşük dozlarda, daha uzun seans aralıkları, daha az yan etkili vadeden bir mucizedir Saç dökülmesi tedavisinde mezoterapi uygulaması kıl foliküllerinin ihtiyaçlarını karşılayarak dökülmenin durmasını ve uyku halinde bekleyen kıl foliküllerinden yeni kılların çıkmasını sağlar. Saç Dökülmesi Saç Dökülmesinin Nedenleri Kalıtsal Saç Dökülmesi Androgenetik Alopesi Beslenme Nedeniyle Saç Dökülmesi Mantar Hastalıkları İlaçlar Nedeniyle Saç Dökülmesi Saçkıran Nedeniyle Saç Dökülmesi Aşırı Stresli Durumlarında Saç Dökülmesi Doğum Sonrası ve Menopozda Saç Dökülmesi Hastalık Nedeniyle Saç Dökülmesi Sikatrisyel Alopesi Nedeniyle Saç Dökülmesi Saç Bakımı Yaparken Verilen Zararlar Saçım Dökülüyor mu? Her kıl folükülünden çıkan kıllar, 3 – 4 yıl gün yüzüne çıkıp, dökülmek ve bu süreci 15 – 20 kez tekrarlamak üzerine programlanmıştır. Yani saçlarımızı 15 – 20 kez kaybeder ve tekrar kazanırız. Saç dökülmesi günde 100 adete kadar normal kabul edilmektedir. Saç Dökülmesinin Tespitini Evde Kendiniz Yapabilirsiniz Elinizi bir tarak gibi saçlarınızın arasına alın ve hafif orta bir güçle çekin. Elinizde 5 ten fazla kıl görürseniz işte o zaman endişelenmeye başlayabilirsiniz. Saç Dökülmesi Tedavisi Saç Mezoterapisi Nedir? Saç mezoterapisi ile saçlarının döküldüğünü fark eden erkekler ve kadınlar hem dökülmeyi durdurup hem de daha sağlıklı saçlara sahip olabilirler. Saç mezoterapisi uygulamasında ince uçlu iğneler ile saç derisine orta bölümden minimal dozajlarda mikroenjeksiyon yapılmaktadır. Uygulamada saç kökünün gerek duyduğu düzenleyiciler, mineraller ve vitaminler dokuya verilir. İşlem lokal olarak uygulanmaktadır. Saç dökülmesi problemi yaşayanların ilk tercihi olarak seçilmektedir. Saç Mezoterapisi Yönteminin Avantajları Nelerdir? Sadece istenilen bölgeler seçilerek uygulanabilir. Maliyeti düşüktür. İlk uygulama sonunda dahi olumlu gelişme fark edilir. Saç mezoterapisi yöntemi lokal olarak uygulanmaktadır. Dökülen bölge uyarılırken diğer saç kökleri de olumlu olarak etkilenir. Az seansta uygulama tamamlanır. Detaylı bilgi için bizimle İLETİŞİME geçebilirsiniz. Mutlukent Mah. No 8 Ümitköy Çankaya ANKARA Hemen Arayın 0312 236 65 62
Kemoterapi, ilaçlar yardımıyla zararlı hücreleri öldürmeyi amaçlayan bir tedavidir. Daha çok kanser tedavilerinde kullanılır. Kanserin türüne ve tipine bağlı olarak uygulanacak kemoterapi şekli tedavisi, çoğalan hücreleri hedef alır ve bu sayede kanser hücrelerini öldürmeyi amaçlar. Çoğalan normal vücut hücrelerine de zarar verebilir. Bu nedenle pek çok yan etki oluşabilir. Kemoterapi yan etkileri, yan etkilerinin ne zaman başladığını ve yan etkilerin nasıl önlenebileceğini bu yazıda Yan Etkileri Nasıl Oluşur?Kemoterapinin En Sık Görülen Yan Etkileri Nelerdir?Kemoterapi Yan Etkileri Ne Zaman Ortaya Çıkar?Kemoterapi Sonrasında Ortaya Çıkan Bulantı Nasıl Tedavi Edilir?Kemoterapi Bağışıklık Sistemini Nasıl Etkiler? Bağışıklık Sistemi Nasıl Desteklenir?Çeşitli Kemoterapi Yan Etkileri Nasıl Tedavi Edilir?Kemoterapi Yan Etkilerini Yönetmek İçin Yaşam Tarzı Değişiklikleri Etkili Olur Mu?Kemoterapinin Yan Etkileri Nasıl Oluşur?Kemoterapinin yan etkileri, kullanılan spesifik ilaca bağlı olarak değişmektedir. Farklı hastalara verilen aynı tedavi sonrasında ortaya çıkacak yan etkiler hastalar, belirli bir kemoterapi tedavisinin tüm yan etkilerini yaşayabilir. Bazı hastalar ise sadece birkaç yan etkiyi yaşar. Yan etkilerin görülme sıklığı ve ciddiyeti kişiden kişiye veya şiddetli olsun, tün yan etkiler tıbbi yaklaşımlarla tedavi edilebilir. Doktorunuz, tedaviniz esnasında ortaya çıkabilecek yan etkiler hakkında bilgi edinebileceğiniz en iyi kaynak tedavisinin sistematik olarak çalıştığı unutmayın. Kemoterapinin bölünen hücrelere zarar vermesi amaçlanmıştır. Ancak kemoterapi ilaçları normal hücreler ile kanser hücreleri arasındaki farkı göremez. Bu yüzden kemoterapi esnasında sağlıklı hücreler de zarar yan etkileri, zarar gören sağlıklı hücreler neticesinde ortaya çıkar. Hasar gören sağlıklı veya kanserli hücrelerden açığa çıkan maddeler de yan etkilerin oluşumuna neden En Sık Görülen Yan Etkileri Nelerdir?Kemoterapi yan etkileri olarak pek çok problem ortaya çıkabilir. Bu yan etkilerinin çoğu geri dönüşlü ve kısa sürelidir. Normal dokular kendilerini tamir edebilir ve oluşan hasarın çoğunu esnasında görülen yan etkileri aşağıdaki tabloda bir araya getirdik. Vücut bölümlerine göre ortaya çıkan yan etkiler ve belirtiler şunlardırYan Etkinin Konumu veya TürüYan Etkiler ve BelirtilerSaç, cilt ve tırnaklarSaç dökülmesiVücuttaki kılların dökülmesiCilt hassasiyeti ve cilt kuruluğuKırılgan tırnaklarKırmızı kan hücrelerinde azalma veya anemiNefes nefese kalmaSolgun görüntüYorgunluk ve HalsizlikDüşük enerjiMide ve bağırsak sistemiMide bulantısıKusmaİshalBeyin ve zihin işlevleriHafıza ve konsantrasyon bozukluklarıDüşünme tarzı değişiklikleri“Kemo beyni” oluşmasıKan hücrelerinde azalma veya düşük trombosit sayısıMorluklar ve kolayca morarmaBurun kanaması veya diş eti kanamasıArtmış enfeksiyon riskiSinir sistemiEllerde ve ayaklarda karıncalanmaEllerde ve ayaklarda uyuşmaAğızda ülserler ve yaralarİştah kaybıAğız tadında değişikliklerKemoterapi Yan Etkileri Ne Zaman Ortaya Çıkar?Kemoterapi yan etkilerinin ne zaman ortaya çıkacağı gördüğünüz tedaviye bağlıdır. Yan etkiler, ilaç türüne ve tedavinin dozuna bağlı olarak değişebilir. Aynı ilaç ve aynı tedaviye rağmen ortaya çıkacak yan etkiler kişiden kişiye insanlar için mide bulantısı ortaya ilk çıkan yan etkidir. Mide bulantısı, ilk kemoterapi dozundan sonraki birkaç gün içerisinde fark vücudu etkilemesi zaman alır. Sağlıklı ve normal hücreler bölünerek çoğalırlar. Kemoterapi de bölünen hücreleri hedef alır. Bölünen hücrelere etki etmesi zaman dökülmesi gibi daha çok ön plana çıkan belirtiler ancak birkaç kemoterapi uygulamasından sonra fark yan etkileri tüm hastalarda görülmez, bazı hastalar kendini hasta hissetmez. Yan etkilerin fark edilip edilmemesi vücudunuzun ilaca nasıl tepki gösterdiğine Sonrasında Ortaya Çıkan Bulantı Nasıl Tedavi Edilir?Kemoterapiden kaynaklanan bulantı hissi ilk ortaya çıkan belirtilerden biridir. Bu durum antiemetik olarak bilinen bulantı önleyici ilaçlarla kontrol altına ilaçlar, kemoterapi esnasında ve sonrasında düzenli olarak kullanılacak şekilde planlanmıştır. Bulantıyı daha başlamadan önlemede daha etkindir. Bulantıyı başladıktan sonra da durumlarda, kemoterapi yan etkileri için verilen ek tedaviler kendi yan etkilerine neden olabilir. Bu yan etkiler genellikle hafif ve nedeniyle ortaya çıkacak bulantıyı, ilaçlar dışında alternatif yollarla tedavi etmek istiyorsanız şu metotları deneyebilirsinizKemoterapi seansından birkaç saat önce küçük bir öğünle beslenmeye çalışın. Hemen öncesinde gıda almamanız daha iyi yağlı yiyeceklerden ve kuvvetli kokusu olan gıdalardan kaybını karşılamak için yeterli düzeyde sıvı insanların gazlı sıvılar alması gazoz vs. mide bulantısını azaltabilir. Herkes için geçerli değildir bu yönetebilmek ve azaltabilmek için kullanılan bitkisel ürünleri doktorunuza sormadan kullanmayın ve denemeyin. Ayrıca, kemoterapi tedavisi esnasında en sevdiğiniz yiyeceklerden kaçınmanız iyi olacaktır, bu sayede yemekler ile kötü ilişkiler sonrasında görülen bazı yan etkiler – Bağışıklık Sistemini Nasıl Etkiler? Bağışıklık Sistemi Nasıl Desteklenir?Tedaviniz için kullanılacak kemoterapi rejimine bağlı olarak bağışıklık sisteminiz tedaviden etkilenebilir. Bu durumda olası bir yan etki olarak enfeksiyonlara daha yatkın hale kan hücreleri kemoterapiden etkilenebilir. Enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücrelerinden biri de nötrofillerdir. Kandaki nötrofil sayısı azaldığında vücudunuz enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olur. Bu duruma nötropeni tedavisi uygulanan hastalarda, kan testleri sıkça yapılır. Bu sayede bağışıklık sisteminin gidişatına dair fikir sayısının 1000’den az olması oldukça düşük nötrofil düzeyini gösterir, 500’den az olması ise ağır nötropeni olarak ifade edilir. Bu sayılarda enfeksiyon riski oldukça teşhisi konulursa, vücudunuz enfeksiyonlara açık hale gelir ve sık sık enfeksiyon geçirebilirsiniz. Enfeksiyon riskinizi şu yöntemler ile azaltabilirsinizEllerinizi düzenli olarak ortamlardan ortamlara girmek zorundaysanız yüz maskesi bulaşacak enfeksiyonlardan korunmak için iyice yıkayın ve iyice yan etkileri arasında yer alan enfeksiyonlardan korunmak için gıda güvenliği önemlidir. Bakteriler oda sıcaklığında, karbonhidrat bakımından zengin ve nemli yiyeceklerde daha fazla Kemoterapi Yan Etkileri Nasıl Tedavi Edilir?Kemoterapi sonrasında ortaya çıkan tüm yan etkileri için ilaç tedavisi yoktur. Aşağıdaki genel tedavi seçenekleri kemoterapinin yan etkilerini yönetmek için yaygın olarak ilaçlar belirli yan etkileri düzeltmek için kullanılabilir. Vücudunuzun nötrofilleri yeniden üretmesine ve enfeksiyon riskini azaltmasına yardımcı olmak için filgrastim Neopogen gibi büyüme faktörleri doktorunuz tarafından ve kaygıları gidermek için masaj terapisi gibi tamamlayıcı tedaviler önerilebilir. Bu konuda ortaya konacak yaklaşım için öncelikle doktorunuzla dayalı tedaviler, yüksek şeker içeren besinlerle beslenme ve işlenmiş etler gibi inflmasyona neden olan yiyeceklerden tercihlerinize dayanarak bulantıyı azaltmak için yiyeceğiniz gıdaları seçmek yardımcı ve orta dereceli egzersizler gibi yaşan tarzı değişiklikleri bazı semptomların yönetilmesine yardımcı Yan Etkilerini Yönetmek İçin Yaşam Tarzı Değişiklikleri Etkili Olur Mu?Yaşam tarzınıza bağlı olan alışkanlıklarınızın olumlu veya olumsuz sonuçları olabilir. Yaşam kalitenizi arttırmak için sigarayı bırakmak veya daha iyi uyumak güzel bir çözüm olabilir. Bu değişikliklerin kişiler üzerinde pozitif yönde farklı etkileri yan etkilerini yönetmek için yapılan bazı yaşam tarzı değişikliklerinin, kanser tedavinizle birlikte uygulandığında kalıcı ve olumlu bir etkisi olabilir. Besleyici yiyecekler yemek, olabildiğince fiziksel olarak aktif kalmak ve iyi bir gece uykusu almak faydalı tarz yaşam tarzı değişiklikleri tamamlayıcı tedaviye benzer. Kemoterapi belirtilerini ve yan etkileri azaltmak, ağrıları hafifletmek ve hayattan daha fazla keyif almak için yardımcı birlikte, çok sert ve özelleştirilmiş diyetler veya yoğun egzersiz rejimleri gibi bazı uygulamalar kanser tedavinize müdahale ederek zararlı olabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve alışkanlıklarınız için doktorunuzla konuşmanız faydalı olacaktır.
Vücutta onarılma olmazsa, yaralar enfekte olabilir ve hatta yaşamı tehdit eden boyutlara varabilir. Genellikle kızarıklık, yanma, şişlik, ağrı ve fonksiyon kaybıyla karakterizedir. İltihap, akut ve kronik tipte olabilir. Birkaç gün iltihap varsa bu akut bir durumdur. İltihap uzun süreli ise aylar veya yıllar boyunca sürüyorsa buna kronik iltihap’ denir. Bu, vücuttaki hücrelerin sürekli saldırı altında olduğu anlamına gelir. Kronik iltihaplanma, vücuttaki istenmeyen maddelere, sigaradan ya da fazla yağ hücresinden gelen toksinlere tepki olarak ortaya çıkar. Kronik inflamasyon yaşayan bir kişi daha hızlı yaşlanır ve daha kolay hastalanır. Bu tür inflamasyon ölümcül HASTALIKLARLA DOĞRUDAN İLİŞKİLİDİRBazı hastalıklarda bağışıklık sistemleri zararlı hücrelere karşı savaşır ve zararlı iltihaplanmalara yol açar. Vücut gerçek bir hastalık veya yaralanma yerine kendisi ile savaşır. Kronik inflamasyon; kalp hastalığı, kanser, bağırsak hastalıkları gibi dünyadaki en ciddi hastalıklarla doğrudan ilişkili bir problemdir. Kronik iltihaplanma ayrıca kemik sağlığı, psikiyatrik hastalıklar, astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer enfeksiyonları gibi rahatsızlıklarla da bağlantılıdır. Geleneksel Çin tıbbı, ayurveda ve diğer antik tıbbi gelenekler, modern tıbbın aksine, bir hastalığın nedenini tam olarak anlamadan asla bir panzehir reçete etmez. Modern ilaçlar yan etkilere neden olur ve bağırsak mikrobiyotalarını tahrip eder. Ayrıca daha da fazla kronik iltihaplanmaya yol KORUNMANIN DOĞAL YOLLARIVücuttaki inflamasyon doğal yollarla önlenebilir. Bunlardan biri doğal olarak güçlü, anti-inflamatuar bitkilerdir. Bunlar arasında zerdeçal, zencefil, yeşil çay, beyaz söğüt kabuğu, zeytin yaprağı özü, karanfil, kırmızıbiber, karabiber, biber, biberiye, zencefil ve tarçını sayabiliriz. Bu bitkiler vücuttaki kronik iltihabı tersine çevirmeye çok hızlı şekilde yardımcı inflamasyonla savaşmanın bir başka doğal yolu da anti-inflamatuar diyete bağlı kalmaktır. Bu diyette rafine şeker, mısır şurubu, kanola yağı gibi işlenmiş yağlar olmamalıdır. Bu tip içeriklere sahip yiyecekler, kronik inflamasyonu kötüleştirdiği için tamamen kullanım dışı kalmalıdır. Taze organik meyve ve sebzeler, tohumlar, kuru baklagiller, omega 3 bakımından zengin olan sağlıklı yağlar, Hindistan cevizi yağı veya kenevir tohumu yağı da dahil diyette bulundurulmalıdır. Bunlar da inflamasyonun azaltılmasına yardımcı bir doğal yol da psikolojik stresi azaltmaktır. Stres, kötü bakterilerin iyi olanları içine aldığı ve sindirim sisteminde bozukluğa neden olan bir dengesizliğe yol açar. Ayrıca bağışıklık sistemini tüketen ve vücuttaki tüm dokuların kronik iltihaplanmasına neden olan kortizol seviyelerini de arttırır. Bu nedenle stres seviyenizi düşürmek kronik inflamasyonu durdurmak için çok önemli bir etkendir. Stres seviyesi, yeterli düzeyde kaliteli uyku, sağlıklı beslenme, bitkisel takviyeler, meditasyon, egzersiz, yoga, nefes teknikleri yoluyla AİLE ÖZEL
vücuttaki bütün kılların dökülmesi hastalığı