Bu bağlamda, ikna dört temel unsurdan oluşur: inandırıcılık tesis etmek, ortak zemin bulmak için çerçeveyi çizmek, güçlü kanıt bulmak ve duygusal bağ kurmak. 1. İnanırlık Tesis Edin; İnanırlığınız iki kaynaktan beslenir: uzmanlık ve ilişkiler. Birikiminiz ve verdiğiniz kararlara dayanan bir geçmişiniz varsa Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı 18 yaşının altındaki kişilerde konulamaz. Antisosyal kişilik bozukluğunun başlıca özelliği çocuklukta veya erken ergenlikte başlayan, okul, iş ve sosyal ilişkiler gibi yaşamın her alanına yayılan tekrarlayan antisosyal ve kriminal davranış modelleridir. Kriminalite her dönemde Meyerve Allen’e göre örgütsel bağlılığın üç alt boyutu vardır. Bunlar; duygusal bağlılık, devam bağlılığı ve normatif bağlılıktır (Meyer & Allen, 1997:93). Duygusal bağlılık, çalışanların olumlu iş deneyimleri yoluyla örgütlerine yönelik hissettiği duygusal bağlılığını Her kişi ve olayla devamlı şekilde duygusal bağ kurmamız gerekmemektedir. Özellikle de kötü alışkanlıklar ve enerji emen insanlar karşısında. 5) Negatif ve yıkıcı duygular : Kıskançlık, imrenme, sinir, öfke, hırs vb. duygular sakral çakra dengesizliğinde ortaya çıkacak negatif duygulardır. Bunedenle, eğilimsel empati düzeyi, anne figürü ile kurulan bağ, empatik davranışın meydana geldiği somut durumun türü, çocukların yaşı (okul öncesi dönemde empati ve davranış arasındaki ilişki) de önemli bir rol oynamaktadır. prososyal, büyük çocuklardan daha zordur), uyandırılan duyguların şiddeti ve doğası, vb.. gösterençocuklar genellikle yaramaz, huysuz, sinirli, geçimsiz olarak adlandırılırlar. Oysa çocuğun gösterdiği olumsuz her davranış uyumsuzluk göstergesi değildir. Hızlı büyüme ve gelişme içinde olan çocukta, her yeni gelişmeyle birlikte değişik şartlar ve güçlükler yeni bir uyum çabası gerektirir. HeGc. Duygusal bağın belirtilerini anlamak kimi zaman oldukça zor olabilir. Çünkü insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde kafalarının karışmasına neden olan, önemli değişiklikler gösteren ya da onları besleyen birçok değişken bulunmaktadır. Bu kavramlara ek olarak bu yazımızda, duygusal bağı uzun süre devam eden, istikrarlı ve tatlı bir uyum olarak inceleyeceğiz. Çünkü bu özellikler ilişkilerin birçoğu için temel bir gereksinim bağlamda, duygusal bir bağ kurmak ve bu bağı devam ettirebilmenin pek de kolay bir iş olmadığının altını çizmek gerekir. Bu gerçek, ne kadar çok sayıda insan doğal bir biçimde bunu başarıyor olsa da değişmez. Aslında bunun, sosyal bir çerçeve içerisinde aldığımız sinyalleri ayıklama ve yorumlama yeteneğimizi test eden gerçek bir meydan okuma olduğunu Arasındaki Duygusal Bağın İşaretleriDuygusal bağımız bulunan insanlar kendimizi huzurlu ve rahat hissetmemizi sağlarlar. Bu insanlarla etkileşime geçme konusunda oldukça rahat hissederiz. Bu bağ sayesinde hayata dair yeni şeyler öğrenir, enerji depolar ve daha mutlu olma şansı AnlayışBu tür bir bağa sahip iki insanın birbirlerine karşı çok ileri düzeylerde bir anlayışa ulaşmaları olası bir durumdur. Bu tür bir anlayış, örnek olarak yardımlaşmayı, dinlemeyi ya da teselli etmeyi sağlayan karşılıklı empatiye Hemen Oluşan Bir BağBir duygusal bağı oluşturmak ve bunu sürdürmek için öncelikli olarak bir ilişkiye başlamanız gerekmemektedir. Kişilikler daha ilk andan itibaren birbirleri ile mükemmel bir biçimde uyuşabilirler. Bu nedenle bağ, bir anda oluşan ve zaman içerisinde daha da yoğunlaşabilen bir yapıya bu durum, ilk kez tanıştığınız ve herhangi bir duygusal bağ hissetmediğiniz bir kişiye karşı hiçbir zaman bir şey hissetmeyeceksiniz anlamına da gelmemektedir. “Ani olma durumu”, duygusal bağın karakteristik özelliklerinden biridir. Ancak bu özellik, zaman içerisinde bağın gelişimini belirleyen bir faktör kesinlikle Kişisel GelişimDuygusal bir bağ paylaşan insanlar, birlikte çok daha hızlı bir kişisel ve duygusal gelişim süreci içine girerler. Bu bağ sayesinde, bu iki insan birbirlerinin endişelerini son derece iyi bilirler ve genellikle bu endişeleri paylaşırlar. Bu özellik, her ikisinin de yaşadıkları tecrübeler ile büyümelerini sağlayacak pozitif bir ortam oluşmasına katkıda oluşan bu bağın iletişimle çok sıkı bir ilişkisi bulunmaktadır. Aralarında duygusal bağ bulunan insanların konuşmaları genellikle uyarıcı ve harekete geçirici niteliktedir. Konuşmanın konusu ne olursa olsun, birbirlerinden sürekli ve aralıksız bir biçimde bir şeyler Akıl HuzuruDuygusal bağı olan insanlar, birbirlerinin varlığından dolayı genellikle huzur içinde hissederler. Stresin olmaması nedeniyle de, sorunlardan uzaklaşmak ve bunları farklı açılardan değerlendirmek de çok daha kolay olur. Aynı zamanda bu dinginlik, belirli bir sorunun çözümü için yeni bir bakış açısı kazandırmasa da, pozitif duyguların açığa çıkmasına yol EşlikDuygusal bağ, yalnızlığa karşı çok iyi bir panzehir gibidir. Bu duygusal bağ sayesinde, fiziksel mesafelerden bağımsız olarak kendimize eşlik edildiği hissini duyarız. Hissettiğimiz huzur duygusu ile bağlantılı bir şekilde, diğer kişinin düşüncelerinde olduğumuzu ve fiziksel sınırların ötesinde varlığımızı sürdürdüğümüzü duygu, özellikle kriz zamanlarında çözümler üretmemiz konusunda son derece yardımcıdır. Hiçbir şekilde yardım istemenize gerek kalmadan, o kişi sizinle yapılması mümkün olan her şeyi yapacak, sizi dinleyecek ve en ihtiyacınız olduğu zamanlarda size destek olmak için hazır CazibeBu tür özel bir bağımızın bulunduğu insanlar bizleri cazibeleriyle adeta büyülerler. Bu kişileri her zaman için ilginç buluruz ve onların en büyük takipçileri oluruz. Aralarında duygusal bağ bulunan insanların kazandıkları başarılar her zaman için diğeri tarafından, kıskançlık olmadan ve herhangi bir biçimde yargılama yapılmadan içten bir biçimde değindiğimiz özellikler, bu tür bir bağa sahip insanların birbirlerinin kusurlarını görmedikleri anlamına da gelmemektedir. Tam aksine aslında bu insanlar, birbirlerine karşı şeffaf olduklarından dolayı karşılıklı eksiklikleri en fazla gören kişilerdir. Ancak, diğer insanlara karşı takındıkları tavrın aksine, bir diğerinin hatası hakkında konuşmak bu kişiler için oldukça kolaydır. Bu durum, daha önceden belirttiğimiz insan olarak gelişip büyüme kavramı içinde EmpatiDuygusal bağ ile ilgili sıraladığımız en önemli özelliklerden sonuncusu empati kavramıdır. Daha önceden gördüğümüz gibi, bu tür bir bağı paylaşan insanlar endişelerini ya da sorunlarını kelimelerle ifade etmeye gerek duymazlar. Karşılıklı konuşma yoluyla birbirlerinin duygusal ihtiyaçlarını ortaya çıkarma konusunda bir yeteneğe sahiptirler. Kendisini diğerinin yerine koyma konusunda çok rahat olduklarından, aralarındaki ilişki son derece sağlam bir yapıya Bağ Konusuna İlişkin Diğer DetaylarBir insanla zaten belirli bir ilişkiniz bulunuyorsa, bu tür bir bağı beslemeniz daha olası bir durum olabilir. Bunu başarmak için, duygusal bağın karakteristik özelliklerini bilinçli bir biçimde uygulamak faydalı olacaktır. Empati kurmak, bu duruma verilebilecek örnekler arasında bulunmaktadır. Eğer karşımızdaki insanın sorunları için endişe duyuyorsak, onun tecrübelerini dikkate alarak düşüncelerimizi sorunlu olan konu üzerinde daha doğru bir biçimde şekilde, karşımızdaki kişinin hissetmiş olduğumuz endişenin gerçek olduğunu anlaması çok daha kolay olacaktır. Sahip olduğumuz bu endişe, daha fazla ve daha iyi bir biçimde ona yardımcı olmak isteğimizin bir göstergesi niteliği taşımaktadır. Birçok durumda, sadece bu şekilde davranmak bile karşımızdaki kişinin anksiyete derecesinde azalmaya yol açmakta ve bu sayede içinde bulunduğu durumdan çıkması için ihtiyacı olan iyileşme sürecine yardımcı olarak, duygusal olarak ilgi çekici tepkilerin ne kadar önemli olduğunun altını çizmemiz gerekmektedir. Eğer bir insan bize yaşadığı bir olayla ilgili başından geçenleri aktarıyorsa, bu olayda olanlar konusunda ne kadar endişe duyduğumuzu gösterebilmek için elimizden geleni yaparız. Fakat bundan daha iyisi, ona gereken dikkati verip o kişinin ne hissettiğini doğru bir biçimde okuyabilmek çekebilir ... Deneme soruları 40 adettir. Son soruyu cevapladıktan sonra sonuçları, doğru ve yanlış cevaplarınızı görebilirsiniz. Sınav deneme soruları aşağıdaki gibidir. Başarılar Dileriz. 🙂 Kursiyerlerimiz için bedelsiz olarak hazırlanan kaynaklar ilgili ders modülleri kullanılarak hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması, yayılması, basımı ve çoğaltımı yasaktır. 1. 1-Aşağıdakilerden hangisi eğitim performansı arttırma yöntemleri arasında gösterilemez? A Eğitimin planlanması ve tasarlanması B İhtiyacın belirlenmesi C Eğitimin gerçekleştirilmesi D Eğitimin yaygınlaştırılması 2. 2- Bireyin yönlendirilmesi ve yetiştirilmesi bilimini açıklayan en uygun terim aşağıdakilerden hangisidir? A Androgoji B Pedogoji C Sinergoji D Life-long education 3. 3- Life – lon education biliminin en iyi ifade şekli aşağıdakilerden hangisidir? A Pedogojik ve Androgojik yaklaşımların bileşkesinden ortaya çıkan bilim dalıdır. B Güdüleme, öğrenme ve hatırlama kavramları üzerine inşa edilmiş bir insan kaynakları yönetimi terimidir. C İletişimde sürekliliği ifade eden bilim dalıdır. DBireyin yetiştirilmesi ve yönlendirilmesini kuramsallaştırmayı hedefleyen bilim dalıdır. 4. 4- Aşağıdakilerden hangisi bilimsel araştırmaların amaçlarından biri değildir? A Bir sorunu çözmek B Yeni bir ürün ortaya koymak C Bulunan bulguları raporlaştırmak D Yeni bir yöntem geliştirmek 5. 5-Aşağıdakilerden hangisi bilimsel araştırmaların ortak niteliklerinden birisi değildir? A Uzmanlık gerektirir B Ortak ölçütlere göre sınanabilir C Tarafsız ve sistemli bir süreçtir D Tüm alanlarda yöntem tektir 6. 6-Aşağıdakilerden hangisi bir araştırma türü değildir? A Kütüphane araştırmaları B Laboratuar araştırmaları C Analitik araştırmalar D Piyasa araştırmaları 7. 7-Bir araştırma konusu aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olmak zorunda değildir? A Yeni ve özgün olmak B Uygulanabilir olmak C Bir amaç ve hipoteze sahip olmak D Yaygın kanılara ters düşmek 8. 8-Aşağıdakilerden hangisi bir araştırma yöntemi değildir? A Deneysel araştırma B Tarihsel araştırma C Uzay araştırmaları D İstatistik araştırmaları 9. 9-Aşağıdakilerden hangisi bilimsel araştırmaların amaçlarından biri değildir? A Bir sorunu çözmek B Yeni bir ürün ortaya koymak C Bulunan bulguları raporlaştırmak D Yeni bir yöntem geliştirmek 10. 10-Aşağıdakilerden hangisi bilimsel araştırmaların ortak niteliklerinden birisi değildir? A Uzmanlık gerektirir B Ortak ölçütlere göre sınanabilir C Tarafsız ve sistemli bir süreçtir D Tüm alanlarda yöntem tektir 11. 11-Bir araştırma konusu aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olmak zorunda değildir? A Yeni ve özgün olmak B Uygulanabilir olmak C Bir amaç ve hipoteze sahip olmak D Yaygın kanılara ters düşmemek 12. 12-Aşağıdakilerden hangisi sosyal bilimlerde kullanılan veri toplama yöntemlerinden biri değildir? A Görüşme B Anket C Karşılaştırma D Örnekleme 13. 13- Aşağıdakilerden hangisi yazılı norm değildir? A Yasa B Tüzük C Töre D Yönetmelik 14. 14- Aşağıdakilerden hangisinde yazısız normlar doğru olarak verilmiştir? A Yasa, töre, yönetmelik, kanun B Töre, gelenek, görenek, örf C Gelenek, yasa, yönetmelik, yasa D Yönetmelik, yasa, gelenek, töre 15. 15- Kurumlarda huzurlu ve verimli iş ortamını sağlamanın temel koşullarından biri de ….. …… uygun davranmaktır. Noktalı yerlere aşağıdaki seçeneklerden hangisi uygundur? A Hukuk kurallarına B Yasal ilkelere C Etik ilkelere D Toplumsal ilkelere 16. 16- Kurumsal bir etik anlayışın oluşturulması, kurumsal etik anlayışı hazırlarken; etik ilkelerin herkesin bir numaralı sorunu haline getirilmesini aşağıdakilerden kim gerçekleştirir? A Görevli B İdareci C Müdür D Lider 17. 17- Aşağıdakilerden hangisi kurumsal etik ortam için liderin yapmaması gereken davranıştır? A Etik ilkeleri herkesin bir numaralı sorunu haline getirir. B Herkesi bu konuda sıkı çalışmaya özendirir. C Bu ilkelere aktif bir ilgi duymayı özendirir. D Etik davranış ile performans arasındaki ilişkiyi önemsemez. 18. 18-Aşağıdakilerden hangisi iş yerlerinde etik değerlere uygun çalışma ortamını gerçekleştirmenin temel koşullarından değildir? A Etik ilkeler belirlenip ilan edilmelidir. B Çalışanlar bu konuda eğitilmelidir. C Davranışlar önemli değildir. D Çalışanlar yasal haklardan yararlanmalıdır 19. 19-Beden dilinin günlük yaşantımızdaki önemini belirten söz hangisidir? A Beden dilini anlamak bir yetenektir. B Dil söylemezse beden söyler. C Beden dili bedenimizle verdiğimiz mesajdır. D Sözsüz mesaj bir mesaj türüdür. 20. 20-Duygusal bağ ve sahiplenmeyi gösteren davranış hangisidir? A El ele tutuşma B Tokalaşma C Gülümseme D Yakınında durma 21. 21- Göz temasından kaçınma aşağıdaki duygulardan hangisinin belirtisidir? A Rahatlık ve açıklık B Suçluluk veya bir şey saklama duygusu C İş birliğine hazır olma D Kendine güvenme 22. 22- Ceket düğmeleri sıkı kapatılmış, kollar göğüste kenetli, vücudu uzağa çevirme, kapıya bakma ifadeleri hangi duygunun yaşandığını gösterir? A Öfke B Şüphe duyma C Rahatlık D Savunmaya geçme 23. 23- Kültürler arası benzerlik gösteren jest-mimik hangisidir? A Selamlaşma B Çağırma C Vedalaşma D Ağlama 24. 24-“Parmak uçlarını diğer kişinin avucuna bırakarak” tokalaşan kişi için yorumunuz ne olur? A Dengeli ve kendine güvenlidir. B Güçlü ve üstünlük duygusu yaşamaktadır. C Güvensiz, çekingen ve endişelidir. D Şiddete eğilimlidir. 25. 25-Problem çözmeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Problem çözmenin ilk aşaması problemi tanımlamaktır. B Problem çözmede grup çalışması yapmak faydalıdır. C İşletmedeki her problem büyük ya da küçük olmasına bakılmaksızın çözülmelidir. D Problem çözümünden bahsetmek için en az uygulanabilir 2 alternatif olması gerekir. 26. 26- Problemi tanımlamaya çalışırken sorduğumuz “ ne zaman” sorusu aşağıdakilerden hangisine yanıt bulmak içindir? A Problemi ne zaman çözeceğiz. B Problem ilk ne zaman ortaya çıktı ve yoğunlaştı. C Toplantı ne zaman D Ne zaman çözüm yoluna karar vereceğiz. 27. 27- Bir grup fikir arasında mantık ilişkileri kurarak, sebeplerin ve sonuçların anlaşılmasını sağlayan teknik aşağıdakilerden hangisidir? A İlişki Diyagramı B Kuvvet Alan Analizi C Çoklu Oylama D Beyin Fırtınası 28. 28- Aşağıdaki ifadelerden hangisi iletişimi ifade etmez? A Örgütsel ve yönetsel yapının düzenli işleyişini sağlayan bir araçtır. B Bireysel davranışları görüntüleyen ve etkileyen bir tekniktir. C Sosyal uyum için gerekli bir sanattır. D Toplumsal yapı içinde önemli değildir 29. 29- Aşağıdakilerden hangisi iletişimin her hangi bir sosyal sistem içindeki temel fonksiyonları arasında yer almaz? A Haklı olma B Sosyalizasyon C Eğlence D Enformasyon 30. 30- Aşağıdakilerden hangisi iletişim sürecinin temel unsurlarından biridir? A Kanal B Alıcı C Gürültü D Geri Bildirim 31. 31- Aşağıdakilerden hangisi iletişim sürecinde kaynağın özelliklerinden biri değildir? A Kaynak rolüne uygun davranmalıdır. B Kaynak kodlama özelliğine sahip olmalıdır. C Kaynak tanınmamalıdır. D Kaynak bilgili olmalıdır. 32. 32- Hedefin olumlu geri bildirimde bulunmasını sağlayabilmesi için, mesajın taşıması gereken özelliklerden biri değildir? A Kaynağın toplumsal statüsünü ifade etmelidir. B Hedefin tutum, inanç ve değer yargılarına uygun olmalıdır. C Hedefin ihtiyaç, istek ve amaçlarına uygun olmalıdır. D Hedefin toplum içindeki rollerine ve konumuna uygunluk göstermelidir. 33. 33- Aşağıdakilerden hangisi algılamanın dışsal faktörleri arasında yer alır? A Kişilik B İnançlar C Geçmiş tecrübeler ve alışkanlıklar D Hareketlilik 34. 34- Aşağıdakilerden hangisi iki yönlü iletişimin avantajlarından biri değildir? A İki yönlü iletişimde, tek yönlüden daha doğru iletişim kurulur, B İki yönlü iletişimde alıcı kendinden emindir ve güven duygusu içindedir. Mesajı daha doğru yargılama imkânına sahiptir. C İki yönlü iletişim, göreli olarak gürültü ve diğer başka dış faktörlerin etkisi altındadır. D İki yönlü iletişim, demokratik bir iletişim biçimidir. 35. 35- Aşağıdakilerden hangisi sözlü iletişim arasında yer almaz? A Yüz yüze görüşmeler B Halka hitaplar C Telefonla yapılan görüşmeler D Fotoğraflar 36. 36-Aşağıdakilerden hangisi sözlü iletişimin avantajları arasında yer alır? A Verilen haberin anlaşılma derecesi denetlenebilir. B Söylenen kelimenin yazıyla ifade edilen bir kelimeye oranla, yanlış anlaşılma ihtimali daha yüksektir. C Planlar, politikalar ve stratejilerle ilgili kalıcı ve uzun süreli iletişimler için uygun bir iletişim yöntemi değildir. D Alınan sözlü mesaj, zamanla ya tamamen, ya da kısmen unutulur veya değişikliğe uğrar. 37. 37- Aşağıdakilerden hangisi sözsüz iletişimin özellikleri arasında yer almaz? A Sözsüz iletişim etkilidir. B Sözsüz iletişim duyguları belirtir. C Sözsüz iletişim tek anlamlıdır. D Sözsüz iletişim belirsizdir. 38. 38-Aşağıdakilerden hangisi örgütsel iletişimde yazının öneminin artmasının nedenleri arasında değildir? A Örgütsel yapılarda yaşanan büyük ölçekli gelişmeler. B Yönetimin profesyonel bir uğraş alanı olarak gelişmesi. C Ekonomik yapı içerisinde bilgiye duyulan ihtiyacın azalması. D Bilgi alanında artan uzmanlaşma 39. 39- Aşağıdakilerden hangisi grup iletişiminin etkinliğini artırmak için takip edilecek kurallardan biridir? A Birey kendini vurgulamalıdır. B Grup üyesinin düşünce ve görüşleriyle ilgili olarak söyledikleri, bir ihtiyaçla bağlantılı olmalıdır. C Belli bir zamanda söylenenler, sadece belli bir konu ile ilgili olmalıdır. Böylece grup söylenenleri daha iyi hazmedecektir. D Söylenenlerin grup üyeleri tarafından anlaşıldığından emin olmak için konuşma özlü ve üyelerin anlayacağı dille yapılmalıdır. 40. 40- Aşağıdakilerden hangisi iş ortamında iyi iletişimin sağladığı kolaylıklardan biridir? A İnsanlar, ne yapmaları gerektiği konusunda açık bir bilgiye sahip değildir. B Çalışanların morali bozulur, verim düşer. C Kaynaklar, doğru zamanda doğru yerdedir. D Müşterilerde kötü bir izlenim oluşur ve sonuçta iş kaybı meydana gelir. Soru 1 - 40 Download Free PDFDownload Free PDFDownload Free PDFJOURNAL OF SOCIAL AND HUMANITIES SCIENCES RESEARCH JSHSR, 2020Murat AkarcaThis PaperA short summary of this paper37 Full PDFs related to this paperDownloadPDF Pack Müzakere heyeti eski üyesi Avukat Oğuzhan Hasipoğlu, mülkiyet konusundaki kriterlerden biri olduğu iddia edilen “duygusal bağ” ifadesinin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, bunun ileride ciddi sorunlar yaratacağına dikkat çekti. Oğuzhan Hasipoğlu Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladıSoru Duygusal Bağ kavramı nedir ve neden aniden gündeme geldi?Yanıt Kısa bir zaman içerisinde “Duygusal Bağ” kavramını müzakere masası dışında da hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar çok konuşmaya başlayacak. Zira bu kavram, oturulan evlerin iade edilip edilmeyeceğini belirleyecek en önemli kriter olarak karşımıza çıkacak. Bu yüzden şimdiden herkesin bir fikir sahibi olmasında yarar var. İlk önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından bir olan Demopoulos, daha sonra da Tasos Asproftas ve Marianna Petrakidu kararlarında detaylı bir şekilde irdelendi. Daha sonra mülkiyetteki 3 çareden bir olan “iade” konusunda taraflar bu kavramı alıp müzakere masasına getirdi. Soru Peki tarafların pozisyonları nedir?Yanıt Kıbrıs Rum tarafına göre 1974’ten önce orada yaşayan malını yitirmiş kişilerin ve veya çekirdek ailesinin bıraktığı eve dönmek istemesi halinde, 1974 öncesinde bıraktığı evle ilgili duygusal bağını ortaya koyarak bu evleri geri almak arzusundadırlar. Kıbrıs Türk tarafı ise, 1974 yılından sonra, gelip evlere yerleşen kişilerin, kendilerine tapu da verilmesiyle şu an içerisinde yaşadıkları evler ile ilgili duygusal bağın oluştuğunu üzere her iki tarafta mülkiyet hakkına saygı duyarak bireysel başvuru hakkını kabul etti. Bu durumda referandumdan sonra birleşik Kıbrıs’ta, 74 öncesi evini geri almak için komisyona başvuran Kıbrıslı Rum’a bıraktığı ev ile ilgili duygusal bağını ortaya koyduğu zaman evin iadesi kapısı açılmış olacak. Anlaşmazlık halinde ne olacak?Soru Peki evin içinde oturanın da hakkı yok mu?Yanıt Cumhurbaşkanımız Sn. Akıncı, “Evin içinde oturanın” da hakları var dedi. Peki anlaşmazlık halinde ne olacak? Eşit sayıda Kıbrıslı Rum ve Türk Komisyon üyesi karar veremediği zaman yabancı üyeler karar verecek. Diğer bir ifadeyle oturduğumuz evlerde kalıp kalmayacağımızı iadeye sınırlama getiren sağlam bir kriter ile engellenmez ise, oturduğumuz evleri terk etme tehlikesiyle 'içinde oturanın da söz Hakkı olacak' diyor ama ben şu anda KKTC tapusu elimde ise ve oturduğum evin parasını ödemişsek niye Mülk Mahkemesi’nde havale ediliyorum?Sn. Akıncı 'içinde oturanın da söz Hakkı olacak' yaklaşımını aslında tersine yazmak gerekmektedir. Bu açıklamaya bakıldığında; esas hakkı olanın “Malını yitirmiş kişilerin” Çoğunlukla Kıbrıslı Rumların olduğunu teyit eden, ancak 'içinde oturan Kıbrıslı Türk’ün de bir söz hakkı olacak” şeklinde algılanıyor ki, bu son derece tehlikelidir. 1980 veya 1990’lı yılların başında olsa idik, belki de Kıbrıslı Rumlar için, bıraktığı evle ilgili bir talep hakkı olabilir ve konu mülkiyet komisyonunun takdirine bırakılabilirdi. Ancak aradan 41 yıl geçtikten sonra mahkeme önünde o evle ilgili kimin daha güçlü duygusal bağı var tartışmasını hangi yargıç yapabilir ki? Aradan geçen zaman evleriyle ilgili Kıbrıslı Türkler lehine duygusal bağını güçlendirmiştir ve AİHM’in Demopoulos kararı da zaten bu durumu teyit etmiştir. Bu yüzden insanların içerisinde yaşadığı evin mülkiyet mahkemesinde ihtilaf konusu edilmesi ve yarışan iki hakkı çarpıştırmak insanları huzursuz etmekten başka bir durum doğurmayacaktır. Evimin tapusunu gösterdiğim an bu artık kesin bir “Natural Presumptıon” “Reddedilmeyecek bir Karine” teşkil etmeli ve Sayın Akıncı’nın söylediği gibi 'içinde oturanın da söz Hakkı olacak' değil 'içinde oturanın mülk hakkı daha ilk günden tesis edilmiş olacak“ denmeliydi. İnsanlarımızı huzursuz etmeyecek doğru yaklaşım budur. Bunun aksini söyleyenlere o zaman bana koçanımı neden verdin diye insan devletine sormaz mı? Kriterlerde 10 yıl şartı Soru Müzakere masasında son durum nedir?Yanıt Güncel takip etme şansımız olmamakla birlikte, duygusal bağı belirlemede “zaman” faktörü üzerinde durulmaktadır. 1974 yılından önce 10 yıl o ev içinde yaşayan Kıbrıslı Rum’un o eve geri dönüp yaşayıp yaşamayacağı tartışılmaktadır. Anlaşılan o ki; bir süre belirlenecek ve o süre içerisinde evde oturanların duygusal bağı var kabul edilecek. Eğer süre olarak 10 yılda uzlaşılırsa ve Kıbrıslı Rum evin tazmini yerine iadeyi seçerse, bugün 52 yaş ve üzerinde olan Kıbrıslı Rumların şu an evin içerisinde yaşayan Kıbrıslı Türk’e nazaran daha güçlü bir duygusal bağı olduğu sonucuna AİHM Duygusal Bağ kavramını nasıl yorumlamakta?Yanıt Kişinin ev ile somut ve kalıcı concrete / persistent link bir bağı var ise, o ev ile o kişinin duygusal bağı var olduğu varsayılmaktadır. Bu prensip ilk önce Demopoulos kararı ile sayfa 137. ortaya konmuştur. AİHM’e göre evin terk edildiği tarihte kişinin o evde geçirdiği süre önemli bir faktör. Aynı şekilde şu an içinde oturanın geçirdiği süreye de bakılmakta. Ancak somut bir süre yok. Diğer bir ifadeyle her olaya göre değişebilecek tespitte bulunmak ikna etme mücadelesiSoru Peki eski Müzakere Heyeti hukuk danışmanı ve şu an avukatlık mesleğini icra eden bir hukukçu olarak, komisyon önünde yargılama nasıl olacak?Yanıt Burada ciddi bir ispat sorunu yaşanacağı açıktır. Mevcut hukuk sistemimizde, gerek güneydeki gerekse kuzeydeki davalarda, bu tür ispat sorunları “İhtimaller Dengesi” denen bir kritere göre çözümlenecektir. Diğer bir ifadeyle hangi taraf duygusal bağının güçlü olduğunu Mahkemeye, şahitlerle, belgelerle ortaya koyarsa davayı o kazanacaktır. İlk talepte bulunan da davasını öncelikle ispat ile mükelleftir. Eğer gerçekten bireysel mülkiyet hakkı kabul edilmiş ve Kıbrıslı Rumlar’a başvuruda öncelik hakkı verilmiş ise, 1974 öncesinde mal sahibi olduğunu iddia eden Kıbrıslı Rum elindeki tapuyu, resimlerini, anılarını ortaya koyup halen o ev ile ilgili duygusal bağı olduğunu mahkeme önünde ispatlamaya çalışacaktır. Kıbrıslı Türk de yaptığı boya badanayı, kendi anılarını, resimlerini, koçanını ortaya koyup onun duygusal bağının daha güçlü olduğunu ve iade gerçekleşirse telafisi mümkün olmayan daha büyük zararlar ortaya çıkacağını ispata çalışacaktır. Buradaki tehlike şudur; Komisyon ihtimaller dengesi üzerine karar verirken doğal olarak vicdani kanaatlerine göre bir karar üreteceklerdir. Yabancı yargıçlar kimin duygusal bağı daha güçlü diye bir tespitte bulanacaktır. Bunu yaparken de her olaya göre değişebilecek kararlar ortaya çıkabilecektir. Bu durumda evin içerisinde oturan Kıbrıslı Türk için büyük bir huzursuzluk ortaya çıkacaktır. Komisyonun verdiği karardan memnun olmayan taraf, önce Lefkoşa’daki üst mahkemeye, onun kararından da memnun olmaz ise, AİHM’e gidecektir. Tüm bu süreçte Kıbrıslı Türklerin evleri ihtilaflı mal olacağı için takribi 5-8 yıllık bir hukuk mücadelesi geçirmek zorunda süreci zaman alacakSoru Davalarda yığılma durumu olmayacak mı?Yanıt Kıbrıslı Rumların kuzeyde bıraktıkları ev sayısı civarındadır. Kıbrıs Rum tarafının resmi pozisyonu, en az Rum göçmenin evlerine ve mallarına dönebilmesine imkan sağlayacak bir toprak ve mülkiyet rejimi öngörmektedirler. Yaklaşık yargılama sürecinin 5- 10 yıl arasında olduğunu ve civarında başvuru veya davanın olabileceği düşünüldüğünde mülkiyet sorunundan dolayı Kıbrıs Türk tarafında ekonomik ve sosyal düzen çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu süreçte Kıbrıslı Türkler evlerini ipotek edemeyecek veya satamayacaktır, zira evi mahkeme önünde ihtilaflı bir durumda olacaktır. Ayrıca bu kadar çok başvuruyu bir anda çözebilecek bir yargı mekanizması değil Kıbrıs’ta dünyada yoktur. Kıbrıs Türk tarafı Referandum sonrasında koçanların kırılmayacağı, yani evlerinin arsaların ihtilaflı hale gelmeyeceği bir çözüm formülü bulmak Referandum sonrasında yaşam nasıl etkilenecektir?Yanıt Öncelikle siz Referandum günü elinizde tapusu olan bir mülkünüzün size kalıp kalmayacağını netleştirmeyen bir plana evet der misiniz? Bu sorunun cevabı aslında bu soruda yatmaktadır. Aradan 41 yıl geçmiştir ve Kıbrıslı Türkler için kendilerine verilen tapuların yeniden sorgulanması, onlar için büyük bir huzursuzluğa sebebiyet Mülk Mahkemesi’ne havale etmek demek, tüm KKTC tapularının bir anda ihtilaf havuzuna attınız demektir. Bu durumda adanın kuzeyinde ekonomik hayat duracak demektir. Bunun getireceği belirsizlik ve sosyal kaos da cabası. Mutlak surette koçanların geçerliliği sorgulanmadan Mülk Mahkemesi’nde sadece kişilere koçan edilmemiş malların meseleleri, takas ve tazminatın miktarının konuşulacağı hususlar tartışılmalıdır. Soru Cevap4 ay önce1 Cevap495 KezA El ele tutuşmaC GülümsemeB TokalaşmaD Yakınında durma Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. İşte Cevaplar muzur062022-04-06 091158Cevap Duygusal bağ ve sahiplenmeyi gösteren davranış hangisidir?A El ele tutuşmaC GülümsemeB TokalaşmaD Yakınında durmaCevap a şıkkı Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli

duygusal bağ ve sahiplenmeyi gösteren davranış