Öteyandan kendine zarar verme, sebeplerden bağımsız olarak kendine zarar verme eylemidir. Başka bir deyişle, bir kişinin kendi ölümüne neden olmak amacıyla yapılması gerekmez. Bununla birlikte, kendine zarar veren kişilerin intihardan ölme riski daha yüksek olabilir. Kim intihar düşünceleri var?
Anadolu’da babam gibi insanlara ‘el iyisi’ denir. Ne demek o? Başkaları için kendi yaşantısından taviz veren anlamına gelir. yoğun çalışma temposu sağlığına yeniden zarar
Bir şey yapmadan söylenmeye ne denir? okuma süresi: 4 dak. Dünkü yazıya bıraktığımız yerden yapılması gerekeni de ekleyerek devam edelim. Kıbrıs Türkünün, İngiliz ve kısa süren Cumhuriyet döneminde farklı kimlik öğeleri geliştirmesi ve Avrupa Birliği (AB) değerlerini kendi yaşam tarzına, laiklik ve demokrasi
Kendi yaşadıklarını yaşayan insanlara umut olmak istiyor. sigara gibi sadece bize zarar veren bir noktada değil. Kendi kendine yapabilmesini.
Aslı Pekçetin. -. 11 Mart 2018. İnsanlara yaradılış esnasında kendi ruhundan üfleyen Allah, 99 sıfatının enerjilerini de bizlere vermiştir. Kuantum ve Tasavvuf öğretileri der ki: Her zerre bütünün bilgisini taşır. Esma ül Hüsna. Akıl, fikir ve özgür irade veren Allah bizlerin bu güçlere sahip olmamızı arzu etmiştir.
BuAynı Anda Diğer Insanlara Ve Kendi Kendine Zarar Vermek vektör illüstrasyonunu hemen indirin. Ve mevcut Yetişkin grafiklerini çabuk ve kolay indirme özelliği için royalty-free vektör sanatının iStock kütüphanesinden daha fazla arama yapın.
NYkN6G.
06. 12. 2012, 1110 1 Gast Insanlara zarar veren hayvanlar? Sorum şu Insanlara zarar veren hayvanlar? 27. 10. 2015, 1426 2 TitleErfahrener Benutzer Üyelik Tarihi Mesaj 5,370 İnsanlara zarar veren hayvanlar denildiğinde akla ilk gelen vahşi ortamda yaşayan aslan,kaplan,timsah dir. Ancak böcek,sinek,fare gibi hastalık yayma olasılığı fazla olan hayvanlarda insan saüğlığına zarar verebilir. Ancak sahipleri tarafından saldırgan olarak eğitilen köpeklerde insanlara zarar verebilir.
Bu karşılaştırmada öncelikle özellikle vurgulanması gereken, kendine zarar verme eğiliminde olan kişinin niyetinin “bilinci sonlandırmak” olmadığıdır. Kendine zarar veren kişilerin çok büyük bir çoğunluğunun anlatımlarında, kendilerine zarar verme nedeni olarak, acıyı dindirme düşüncesi yer almıştır ve bu acıyı iki temel kategori altında dile getirmişlerdir. Büyük çoğunluğunun anlatımlarında kendilerine zarar verme davranışının bir nedeni olarak çok yoğun duygulanımı dindirme’ yer almaktadır Favazza, 1987; Walsh & Rosen,1988; Alderman,1997; Conterio & Lader, 1998; Brown,1998, 2002; Brown, Contoıs, &l, nehan, 2002. Daha azınlıkta olan grubun raporlarında ise çözülme durumları ve çok küçük duygulanımsal durumları döndürme çabası tanımlanmıştır Conterio & Lader, 1998; Shapıro & Domınıak, 1992; Simeon & Hollander, 2001. Raporlarda fazla heyecansal acı, ızdırap şeklinde tanımlanan bu hislere bakıldığında, Öfke Utanç Anksiyete, gerginlik veya panik Keder Hayal kırıklığı Küçümsenme duyguları ile karşılaşılacaktır. Yapılan çalışmalarda, kendine zarar verenler tarafından ortaya konan, rahatsızlık veren duygulanımlarla ilgili sıralama hakkında bazı fikir ayrılıkları olmuştur Brown 2002. Kendine zarar veren kişilerin küçük bir kısmının aktarımlarında, çok düşük düzeyde duygulanım issettikleri yönünde ifadeler mevcuttur. Bu küçük grubun ifadelerine göre kendilerini “zombi” veya “robot” gibi hissettikleri, hissizlik ve boşluk içinde oldukları anlaşılmaktadır. Bireyler bu hissizlik duygularını dindirmeye çalışmaktadırlar. Genç, yetişkin bir kadının öyledikleri bu duruma iyi bir örnek olarak gösterilebilir “Kendimi kestiğimde ve kanı gördüğüm zaman, bu beni çok rahatlatıyor; çünkü o aman kendimi hâlâ canlı, yaşayan biri olarak görebiliyorum.” Bu bireylerin çoğu, kendilerine zarar vermeden önce bu çözülme durumlarını hissedip yaşıyor olabilirler. Bir önemli nokta da niyetle ilgili olarak intihara eğilimli kişi, sürekli devam eden bu bilişsel düşünceyi elemek ister. Kendilerine zarar veren kişiler ise bu bilinci değiştirmeye, acıyı azaltmaya çalışırlar ve nihayet yaşamlarına devam ederler. Kendine Zarar Veren Ergenlerin Söylediklerine Örnekler Kendine zarar verme ve intihar arasındaki farkı 15 yaşında kendine zarar veren ergenin söyledikleri ile de bir kez daha anlamlandırmak mümkün olacaktır “Burada anlaşılmayacak bir şey yok. Eğer ben ölmek istersem intihara kalkışırdım ve bu bütün yaşama ümidimi kaybetmişim anlamına gelirdi. oysa ben, kendime zarar verdiğim zaman bunun nedeni, içimdeki acıyı dindirme ve dindirip yaşama devam etme isteğimle ilgilidir. İntihar hayatı sonlandırmaya yönelik olurdu”. *Bedenimin derinliklerinden dışarı sızan sıvılar, bedenimin içiyle dışı arasındaki eril sembolik düzenin koyduğu sınırları aşındırıyordu. Şekilsiz, amorf yapışkan, kirli, bulamacı andıran, irrasyonel, kontrol edilemeyen, doğal kadın sıvılarımla ben; erilliğin kültürel, rasyonel, sınırlara dayalı, katı yapısını zorluyordum. Bundan daha iyi bir başa çıkma biçimi var mı? *“Ben kendine zarar veren biriyim. Yedi yaşımdan beri kendimi kesiyorum. İlk başladığım zaman, banyoda jiletle yaptım ve etrafımda hiç kimse yoktu. O metali derimin üzerinde ve derimi yararken verdiği acı ve bunun sonucunda akan kan hoşuma gitti. Acının benim kontrolümde olduğunu gördüm. Acının benim kontrolümde olması hoşuma gidiyor. Ben kendimi önceleri güçsüz ve zayıf hissediyordum; ama şimdi kesmek bana güç veriyor ve toparlanmamı sağlıyor”. *Et bıçağı ile bileğimin içine kadar zordu; ama mümkündü. Bıçağın dişlerini derimin derinliklerinde hissettim ve kanı göründü. Bunu yapıyorum; çünkü kendimden nefret ediyorum; ama kendimi yaralamayı seviyorum. Bu, kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Kan ve acıdan hoşlanıyorum. *Benim yaptıklarımın beden üzerinde çalışan dövme ve piercing yapan sanatçılardan ne farkı var? Bence ikisi de aynı. Açıklama çok basit Kendine zarar verme, kendine zarar vermedir. Yapıyorum; çünkü bu beni iyi hissettiriyor. Kendimi kestiğim için utanmıyorum. Bunu dövmeden ve piercingten farklı görmüyorum. Ben de bir sanatçıyım. *Evet, biliyorum birçok arkadaşım ve etrafımdaki insanlar benim için endişeleniyor. Onların endişelerini anlıyorum. Onlar benim kendimi yaralamamı istemiyorlar, bunu görmek istemiyorlar. Onlara neden bunu kendime yaptığımı söyleyeceğimi sanmıyorum. Sanıyorum bu sır olarak kalacak; çünkü bu sadece beni ilgilendirir”.
Tarihi Ocak 13, 2012 0000İnsanın günlük yaÅŸamında bilinçli olarak kendi kendine konuÅŸmasının bir hastalık olmadığı, stresten kurtulma yöntemi olarak kullanılabileceÄŸi kendi kendine konuÅŸmasıyla ilgili bilinmesi gerekenleri deÄŸerlendiren NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu durumun iki ana nedeni olduÄŸunu sö durumda, farkında olmadan kendi kendine konuÅŸan kiÅŸinin aslında toplumdan kendini soyutladığını ve kendine yeni bir dünya kurduÄŸunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Bunlar aslında psikoz dediÄŸimiz akıl hastalığı grubunda olan kiÅŸilerdir. Burada kiÅŸi ayrı bir dünyada yaÅŸadığı için kendisine özel bir yaÅŸam alanı oluÅŸturuyor. Bu bir yerde dış dünyadan kopuk bir alan. O alanda hayalindeki objeler, insanlar ve nesnelerle konuÅŸarak bir bakıma psikolojik olarak kendini ayakta tutuyor†durumda olan kiÅŸilerin tedaviye ve ilaç kullanımına ihtiyacı olduÄŸunu vurgulayan Tarhan, “Hayatta kalma dürtüsünü devam ettirmek ve gerçek toplumla bu ihtiyaçlarını gideremedikleri için onun yerine kendi dünyasında sosyalliÄŸi arıyor. Bu kimse yer ve zaman ayırt etmez ve gerçeklerden kopuk olur. Toplum içinde, kalabalıkta konuÅŸur. Psikoz durumunda kendi kendine konuÅŸma tedavi edilmesi gereken bir durum. Yani bu bir hastalık. Bu durumlarda kiÅŸinin hastaneye yatması ve ilaç kullanması gerekir†kendine konuÅŸmanın diÄŸer nedeninin ise stres giderme için yapıldığını ve bunun bir hastalık olarak kabul edilemeyeceÄŸini belirten Tarhan, her insanın hayatının bazı dönemlerinde kendi kendine konuÅŸarak sesli hayaller kurabileceÄŸine, bu durumun daha çok aceleci ve hiperaktif kiÅŸilerde görüldüğüne iÅŸaret iletiÅŸimin insanın temel psikolojik ihtiyaçlarından birisi olduÄŸunu belirten Tarhan, şöyle devam etti“İnsan beyni sosyal bir varlık olarak kodlanmış. Yalnızlık insana bir iÅŸkence gibi geliyor. ÖrneÄŸin, bir insanı 15 gün hücrede bıraktığınızda akıl saÄŸlığı bozulabiliyor. Böyle insanlar kendi kendilerine konuÅŸarak ayakta kalmaya çalışabiliyorlar ama eÄŸer konuÅŸma ihtiyaçlarını gideremezlerse akıl saÄŸlıkları bozulabiliyor. İnsanın kendi kendine konuÅŸarak rahatlamaya çalışması psikolojik rahatsızlık olarak görülemez. Genelleme yapmak doÄŸru olmasa bile herkesin hayatında bu mümkün olabilir. Özellikle sosyal zekası yüksek kiÅŸilere en büyük iÅŸkence, yalnız kalmalarıdır. Böyle kiÅŸiler daha çok konuÅŸurlar. Hiperaktif ve aceleci kiÅŸilerde bu durum daha çoktur. İnsan kendi kendine konuÅŸurken farkındaysa bunun bir sakıncası yok. Bu bir stres azaltma tekniÄŸidir, eÄŸer farkına varmıyorsa hastadı    ÂPSİKOLOJİK TEDAVİDE TEKNİK OLARAK KULLANILIYOR İnsanın kendisiyle konuÅŸmasının psikolojik tedavide “psikodramaâ€Â tekniÄŸi olarak kullanıldığını vurgulayan Tarhan, tiyatroyu psikolojik tedavide kullanan bu teknikle yapılan bir örneÄŸi ise şöyle anlattı“İnsanın kendi kendine konuÅŸması, kiÅŸinin farkında olması halinde yararlı olabiliyor. Psikolojik tedavi yöntemlerinden birinde de bu zaten yapılıyor. Psikodrama tekniÄŸi ile kiÅŸi bir sandalyeye oturtuluyor ve karşısına boÅŸ bir sandalye bırakılıyor. O boÅŸ sandalyede annesi olduÄŸu ve onunla konuÅŸması isteniyor. Daha sonra bu kiÅŸi annesi varmış gibi kendi kendine konuÅŸuyor. Bir süre sonra kendisi, annesinin olduÄŸu sandalyeye geçiyor ve annesinin adına kendisine ne cevap vereceÄŸini söylüyor. Böylece kendisi için çok önemli olan sosyal bir ihtiyacı gidermiÅŸ    Â
Gençler Soruyor . . . Neden Kendime Zarar Veriyorum? “Bileklerimi öyle kötü kestim ki, dikiş attırmam gerekti. Doktora kendimi kırık bir ampulle yaraladığımı söylesem de, ki bu doğruydu, bunu kasten yaptığımdan söz etmedim” Şule, 23. “Ana babam fazla ciddi olmayan ve sıyrık gibi görünen kesiklerimi fark ettiler . . . . Bazen de daha önce görmedikleri bir kesiğimi fark ediyorlar, ben de bir bahane uyduruyorum. . . . . Bunu bilmelerini istemiyorum” Aslı, 13. “11 yaşımdan beri kendime zarar veriyordum. Tanrı’nın insan bedenine büyük değer verdiğini biliyordum, ama bu bile beni durdurmadı” Ceren, 20. ŞULE, Aslı ya da Ceren gibi birini sen de tanıyor olabilirsin.* Bir okul arkadaşın kendine zarar veriyor olabilir. Ya da kardeşin. Veya sen kendine zarar veriyor olabilirsin. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde, çoğu gençlerden oluşan milyonlarca insanın, keserek, yakarak, morartarak ya da derilerini kazıyarak kendi bedenlerine zarar verdikleri tahmin ediliyor.* Gerçekten de bu kişiler kendilerine kasten mi zarar verirler? Geçmişte böyle bir davranış birçok kişinin aklına garip bir akımı ya da tarikatı getirirdi. Bununla birlikte, son yıllarda bedenini yaralayarak kendine zarar verenlerin sayısı çarpıcı biçimde artmıştır. Gitgide daha fazla kişi bu sorunu yaşadığını itiraf ediyor. ABD’deki bir tedavi merkezinin müdürü olan Michael Hollander’ın dediğine göre, “tüm doktorlar bu sorunun büyüdüğünü söylüyor.” Kendine zarar verme davranışı genellikle öldürücü olmasa da tehlikelidir. Betül’ün örneğine bakalım. O şunları anlatıyor “Kendime zarar vermek istediğimde jilet kullanıyorum. Bu yüzden iki kere hastanelik oldum. Bir keresinde de derin bir kesikten ötürü acil servise gitmek zorunda kaldım.” Artık bir yetişkin olan Betül de bu davranışta bulunan birçokları gibi kendine zarar vermeye devam ediyor. “15 yaşımdan beri bunu yapıyorum ve şu anda 30 yaşındayım” diyor. Sen ya da bir tanıdığın, kendine zarar verecek davranışlara hiç yenik düştünüz mü? Eğer böyle olduysa umutsuzluğa kapılma. Yardım alabilirsin. Uyanış! dergisinin gelecek sayısında kendine zarar veren kişilere nasıl yardım edilebileceği ele alınacak.* Öncelikle bu davranışı sergileyen insanları ve bunu neden yaptıklarını ele almak yararlı olacaktır. Geniş Bir Geçmiş Yelpazesi Kendine zarar veren kişileri, ya da diğer adıyla kendi bedenini yaralayanları tek bir kategoriyle sınırlamak zordur. Bazıları sorunlu ailelerden gelirken başkaları sağlam, mutlu ailelerden gelir. Kimi, okulda başarısızken kimi başarılıdır. İnsanlar sorunlarını her zaman dışa vurmadıkları gibi, kendine zarar veren kişiler de genellikle bir sorunları olduğunu pek belli etmezler. Mukaddes Kitap, “gülerken bile yürek dertlidir” der Süleyman’ın Meselleri 1413. Bunun yanı sıra, kendine zarar vermenin derecesi kişiden kişiye değişir. Örneğin bir araştırma, bazılarının kendine yılda bir kere zarar verdiğini, başkalarının ise bunu günde iki kere yaptığını ortaya çıkardı. Kendine zarar veren erkeklerin sayısının geçmişte düşünüldüğünden daha fazla olması ilginçtir. Ancak sorun daha çok genç kızlar arasında görülüyor.* Kendine zarar verenler farklı geçmişlere sahip olsalar da bazılarının ortak özellikleri vardır. Bir gençlik ansiklopedisine göre, “ergenlik çağında kendine zarar verenler genellikle duygularını anlatmak konusunda başkalarına pek güvenmeyen, kendini güçsüz, yalnız ya da dışlanmış hisseden, korkan ve özsaygı eksikliği olan kişilerdir.” Elbette bazıları, bu tanımlamanın büyüme döneminde korkularla ve güvensizlikle yüz yüze kalan neredeyse her genç için geçerli olabileceğini söyleyebilir. Ancak kendine zarar veren kişiler için bu mücadele özellikle zordur. Bir kişinin sıkıntı veren duygularını kelimelerle ifade edememesi ve bir sırdaşa açılamaması, okuldaki baskıları, işyerindeki talepleri ve evde çıkan anlaşmazlıkları gözünde büyütmesine yol açabilir. Kendine zarar veren biri kendini çaresiz hisseder ve konuşacak kimsesi olmadığını düşünür. Hissettiği baskı dayanılmaz gibi görünür. Sonunda da kendine fiziksel zarar vererek, çektiği acıyı dindirebileceğini ve böylece geçici bir süre için de olsa yaşamına devam edebileceğini düşünmeye başlar. Kendine zarar veren kişiler çektikleri duygusal acıyı dindirmek için neden fiziksel acıya başvururlar? Örneklemek gerekirse, iğne vurulmak üzere bir doktorun muayenehanesinde beklerken hissettiklerini düşün. İğneyi görünce dikkatini onun vereceği acıdan başka yöne çekmek için, farkında olmadan hiç etini çimdiklediğin ya da tırnağını etine batırdığın oldu mu? Kendine zarar veren kişinin yaptığı, daha ciddi boyutta olsa da buna benzer. Kendine zarar veren bir kişi için bedeninde yara açmak, dikkatini başka bir yöne çevirmenin ve canını yakan duygusal acıları dindirmenin bir yoludur. Yaşadığı duygusal acı öyle büyüktür ki fiziksel acıyı buna tercih eder. Kendi bedeninde yara açan bir kız belki de bu yüzden, yaptığını korkularının ilacı’ olarak tanımlamıştır. “Stresle Başa Çıkmanın Bir Yolu” Bu davranış hakkında bilgisi olmayanlar, kendine zarar vermeyi intihar eğilimi olarak görebilirler. Ancak durum genellikle böyle değildir. Gençlerle ilgili bir derginin editörü olan Sabrina Solin Weill şunu yazdı “Genel olarak bu yola başvuran insanlar yaşamlarını değil, acılarını sona erdirmeye çalışırlar.” Yine de bir kitap kendine zarar verme davranışının, “yaşamdan kurtulmaktan çok yaşamı kurtarmak’” olduğundan söz eder. Bu, “stresle başa çıkmanın bir yolu” olarak da adlandırılır. Peki ne tür bir stres? Kendine zarar veren birçok kişinin bir tür travma yaşadığı görüldü. Bunun nedenleri arasında, çocukluk döneminde kötü muamele görmek ya da ihmal edilmek sayılabilir. Başkalarında ise etken, aile içi şiddet veya alkolik bir anne ya da babadır. Bazılarında ise ruhsal bir bozukluk söz konusu olabilir. Elbette başka sorunlar da olabilir. Örneğin Sara mükemmeliyetçiliği yüzünden kendine zarar verme noktasına kadar gitti. Ciddi hatalar yaptıktan sonra İsa’nın takipçisi olan ihtiyarlardan yardım almasına rağmen, sıradan hataları nedeniyle kendini son derece suçlu hissediyordu. Sara “Kendime karşı acımasız davranmam gerektiğini hissediyordum. Benim için kendimi disipline sokmanın tek yolu kendime zarar vermekti. Kendimi disipline sokmanın’ kapsamına, saçımı yolmam, bileklerimi ve kollarımı kesmem, dövünmem ve kendimi yaralamam giriyordu. Ayrıca, ellerimi aşırı sıcak suyun altına tutarak, dondurucu soğuk havalarda ceketsiz dışarıda kalarak ya da tüm gün hiçbir şey yemeyerek de kendimi cezalandırırdım.” Sara için bedenine zarar vermek kendine duyduğu nefretin bir yansımasıydı. O ayrıca şunları söylüyor “Yehova’nın hatalarımdan dolayı beni bağışladığını bilmeme rağmen, beni affetmemesini istediğim anlar oluyordu. Kendimden öylesine nefret ediyordum ki, bu yüzden acı çekmek istiyordum. Hıristiyan Âleminin öğrettiğinin aksine Yehova’nın cehennem gibi bir yerde bize işkence çektirmeyi aklından bile geçirmediğini bildiğim halde, böyle bir yeri sadece benim için yapmasını isterdim.” Çetin Bir Dönem’ Bazıları böyle rahatsız edici bir davranışın neden özellikle son zamanlarda ortaya çıktığını merak edebilir. Bununla birlikte Mukaddes Kitabı inceleyen kişiler, şu anda “çetin ve bunalımlı bir dönem”de olduğumuzu bilir 2. Timoteos 31. Bu nedenle onlar, gençler de içinde olmak üzere insanların açıklanması zor olan davranışlarda bulunmalarına şaşırmazlar. Mukaddes Kitap “gasıplık hikmetli adamı delirtir” der Vaiz 77. Bazen, ergenlik döneminin zorluklarının yanı sıra hayatın acı deneyimleri de, gençlerin kendine acı vermeyi de içeren zararlı davranışlarda bulunmasına yol açabilir. Kendini dışlanmış hisseden ve kimsenin onunla konuşmayacağını düşünen bir genç, acısını dindirmek için kendine zarar verebilir. Ancak kendine zarar vererek elde edeceği aldatıcı rahatlama kısa sürelidir. Er ya da geç o sorunla tekrar yüz yüze gelecek ve kendine zarar verme eğilimi yine baş gösterecektir. Genel olarak, kendine zarar verenler bu davranıştan kurtulmak isterler, ancak bu hiç de kolay değildir. Bazıları kendine zarar verme davranışından nasıl kurtuldu? Bu konu Şubat 2006 tarihli Uyanış! dergisindeki “Kendime Zarar Vermekten Nasıl Vazgeçebilirim?” başlıklı “Gençler Soruyor . . .” makalesinde ele alınacak. [Dipnotlar] Makaledeki bazı isimler değiştirilmiştir. Kendine zarar vermek vücuda “piercing” ya da dövme yaptırmakla karıştırılmamalıdır. Bunlar “zorlanımlı davranışlar” değil, genellikle geçici bir hevesle yapılan şeylerdir. Uyanış! dergisinin Kasım 2000 sayısının 26, 27. sayfalarına bakın. Levililer 1928’de “Ölüler için bedeninize yara açmıyacaksınız” der. Ölülerin tanrıları olarak görülen güçleri memnun etmek için yapıldığı düşünülen bu putperest gelenek, burada sözü edilen kendine zarar verme davranışından farklıdır. Bu nedenle makalede genelde kendine zarar veren genç kızlardan söz edeceğiz. Ancak aynı ilkeler erkekler için de geçerli olabilir. ŞUNLARI DÜŞÜN ◼ Bazı gençler neden kendilerine zarar veriyor? ◼ Bu makaleyi okuduktan sonra, üzücü duygularla daha iyi bir şekilde nasıl mücadele edilebileceğini düşündün mü? [Sayfa 11’deki pasaj] “Gülerken bile yürek dertlidir” Süleyman’ın Meselleri 1413. [Sayfa 11’deki pasaj] “Genel olarak bu yola başvuran insanlar yaşamlarını değil, acılarını sona erdirmeye çalışırlar” [Sayfa 12’deki pasaj] “Çetin ve bunalımlı bir dönem”de yaşıyoruz 2. Timoteos 31.
kendi kendine zarar veren insanlara ne denir